Öksüz: Kendi İlacımızı Üretmeliyiz
  22.06.2023

Eczacılar Birliği Başkanı Umut Öksüz ülkede yaşanan ilaç sıkıntısının nedenlerini açıkladı, sıkıntının çözümüne işaret etti.

“Kendi ülkemizde ilaç üretmememiz sürekli ilaç sıkıntısı yaşamamıza neden oluyor”

Ülkemizde sürekli ilaç sıkıntısı yaşanıyor. Bu sıkıntı sizce nereden kaynaklanıyor?

“Global anlamda bir ilaç sıkıntısı var. Bu sıkıntı dünyanın tüm ülkelerinde vardır. Pandemi ile birlikte ilaca olan arz talep ve dünya genelindeki hammadde eksiğinden dolayı bu sıkıntı artış gösterdi. İlaç üretimi azaldı, ilaca talep arttı. Bundan dolayı ilaç sanayisi bağlamında güçlü olan ülkeler kendi ürettiklerini öncelikli olarak kendi toplumuna vermektedirler. Birçok ülke kendi ilaç üretimlerinin ilaç ihracatını yasakladılar. Bizim ülkede ise sürekli ilaç sıkıntısı yaşanıyor. Bunun temel nedeni kendi ülkemizde kendi vatandaşımıza yetecek şekilde üretim yapmadığımızdır.

8 Aralık 2022 tarihinde Türkiye’den buraya ilaç firmaları tarafından ilaç gönderimi kısıtlanmaya başlandı. Normalde pandemi döneminden önce ülkemizdeki ilaç firmaları Türkiye’deki çalıştığı firmalardan direk olarak ilaç alabiliyordu. Ancak pandemi sıkıntısı ile birlikte ilk olarak ülkemizdeki  firmalar TC firmalarına sipariş verdiğinde, Bakanlıktan izin almaları gerektiği bildirildi.  İzin süreci ile birlikte sevkiyatta gecikmeler ve kısıtlamalar yaşandı. Bizim için süreç pandemi döneminde başladı.’’

‘’Kalıcı olan esaslı çözüm ülkemizin kendi ilacını kendi üretmesidir’’

‘’Türkiye’de 2022 yılında haklı nedenlerden dolayı KKTC’e dahil tüm dünyaya ilaç ihracatını durdurdu. Adaya yaklaşık 2 ay boyunca ilaç girmedi. Biz devletin sorumluluğunda olmasına rağmen, konuyla ilişkin ciddi bir mesai harcadık. Sayın Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Bakanımız ve Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı yetkilileri ile istişare halinde olduk. Eczacılar Birliği olarak inisiyatif aldık ve çalışma komitesi kurduk. Sektörümüz zincirleme bir sektör olduğu için tüm paydaşlarımız ile ortak hareket ettik. Çok çalışarak Türkiye’de bir farkındalık yarattık ve ülkemize yavaş yavaş ilaçların gelmesini sağladık. Sıkıntı yaşadığımız süre zarfında da elimizdeki stoku kullandık. Elimizdeki stoku kullanırken, ilaca zam geldi. Bundan dolayı sıkıntı yaşadık. Vatandaş ile karşı karşıya geldik. Tüm bunlar geçici çözümlerdir. Kalıcı olan esaslı çözüm ülkemizin kendi ilacını kendi üretmesidir. Eğer bu toplumda 350 bin kişi yaşıyorsa burada yetecek kadar ülkemizin ilaç üretimi yapması gerekmektedir.’’

‘’İlaç Eczacılık Dairesi’nin biran önce ilaç takip sistemine geçmesi gerekiyor’’

‘’İlaç Eczacılık Dairemiz ücretsiz ilaç vermektedir. Her yıl bu dairemize bir bütçe aktarılır. Bu süreç her zaman sıkıntılıdır. Örneğin Türkiye’de her yıl Şubat ayında ilaca zam gelir. Ancak bu yıl Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Emirnamesi ile 1 kez değil 2-3 kez ilaca zam geldi. Bu süreçte, ilaçlar zamanlandıktan sonra devlet tarafından para aktarılır. Bu da peyder pey yapılır. Yani Aralık ayında yapılan hesaplamalarda, bu ülkede Onkoloji Servisi için bin adet ilaç alınacaksa ve ödemesi ayrıldıysa, ilaca zam gelmeden aktarılması gerekir. Dolayısı ile gecikmeli alımlar olduğunda zam olmadan bin adet ilaç alabiliyorken, zam olduktan sonra ilaç alımı bırakılırsa; 6 yüz adet ilaç alınabilir. Bir diğer sıkıntı paranın bir defada aktarılmamasıdır. Ayrıca İlaç Eczacılık Dairesi’nin biran önce ilaç takip sistemine geçmesi gerekiyor. Şu anda buna yönelik bir çalışma yapılıyor, ama ne zaman hayata geçer bilinmiyor. Bu sistemde her ilacın üzerinde bir karekod vardır. Karekod ilaç kimliğidir ve tüm detaylar üzerinde yazacaktır. İlaçlar ülkeye girdiği anda hepsi daire altında kontrol altına alınması gerekiyor ki devletin sorumluluğunda olan ilaçlar denetlenebilsin. Bu ülkede 58 ecza deposu var. 58 ecza deposu dünyanın her tarafı ile çalışıyor. Bu sebeple devlet ilaç vermeyi bırakmalı ve vatandaş en yakın eczanesinden kendi ilacını gidip alabilmelidir.’’

“Eczacı sağlık zincirinin hem giriş hem de son kapısıdır”

Sağlık Bakanlığı’nın çalışmaları hakkında ne düşünürsünüz? Eczacılar Birliği olarak istişare ediyor musunuz?

“Sağlık Bakanlığı ile her konuda istişare ediyoruz. İlaç konusunda da bağlantımız elbette vardır. İlaç üretiminde de ayrıca bağlantımız bulunmaktadır. Ama bizim her zamanki bir talebimiz var ki ilaç ve ecza geçtiği her yerde Eczacılar Birliği ve bu ülkenin eczacıları var olması gerekir. Bugün İlaç Eczacılık Dairesi ile ilgili en ufak bir konu geçtiğinde destek olmak istiyoruz. İlişkilerimiz oldukça iyidir. Ancak Sağlık Bakanlığı’nın Eczacılar üzerinde daha aktif olması gerekiyor. Biz sadece ilacı raftan alıp, hastaya veren kişiler değiliz. Birinci basamak kamu sağlık niteliğinde çalışan bir meslek örgütüyüz. Kaldı ki eczacılar gece 24:00’e kadar nöbete gider. Nöbet bir kamu hizmetidir. Çoğu vatandaşımız hasta olduğunda doktora gitmez, eczacısına gider. Doktora giden reçetesi ile eczacısına gider. Dolayısı ile eczacı, sağlık zincirinin hem giriş hem de son kapısıdır. Böyle bir durum varken ilaç ile ilgili tüm konularda eczacılara  danışılması gerekmektedir. İlaç bizim işimizdir. Teşhis ve tedavi doktorlarımızın işidir. Dolayısı ile biz de burada varsak bakanlığımız da her konuda mevcuttan daha fazla danışmasını gönülden istiyoruz.”

İlaç fiyatlarındaki artışlar halkımızın bütçesini zorlar. İlaç fiyatlarında ki artışlar neden bu kadar yükseliyor?

‘’Türkiye’de ilaç fiyatları her yıl Şubat ayında belirleniyor. Euro ilaç bazında 10.76 TL’dir. Reel kur 29’larda seyrediyor. Bunu yapmalarının sebebi yurtdışından ilaç gelmesinin önüne geçmektir. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi stratejisidir. Saygımız sonsuzdur. Ama bu şunu doğurur. İlaç fabrikaları ham maddelerini alırken reel kur üzerinden alır ama iç piyasaya verirken devletin belirlediği kur üzerinden satış yapar. Aradaki fark firmalarını zararına olur. Zararına da olduğunda ilaca zam yapar. Dolayısı ile vatandaş etkilenir. Zam yapılmadığında da fabrika işleyişini devam ettiremez. Kısaca ilaç zamları bizlerin dışında gelişiyor. Türkiye’deki ham madde fiyatları artınca bize yansır. Bu kendi ilacımızı kendimiz üretmediğimiz için  bu gibi sorunlar yaşıyoruz.”

“Eczacılık mesleği ile ilgili bir ülke planlaması yapılması gerekiyor”

Kayıtlı kaç eczacınız var? Sayı yeterli midir?

“Şuan kayıtlı 356 eczane vardır. Bu sayı yeterli değildir. Bugün Malta nüfusu 521 bindir. Eczane sayısı 225’dir. Malta’da 2 bin 315 kişiye bir eczane düşüyor. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 2022 verilerine göre nüfusu 1 milyon 251 bin 488’dir. Eczane sayısı 499’dur. Güney Kıbrıs’ta yaşayan 2 bin 508 kişiye bir eczane düşüyor. Türkiye Cumhuriyeti nüfusu 85 milyon 279 bin 553’dür. Ortalama eczane sayısı 24 bindir. 3 bin 553 kişiye bir eczane düşüyor. KKTC nüfusu 382 bin 836’dır. Eczane sayımız 356’dır.  Bin 75 kişiye bir eczane düşüyor. Gün geçtikçe eczane sayısı artış gösteriyor. Eczacılık Fakülteleri de artacaktır. Ancak eczacılık çok zor bir meslektir. Zor bir süreçten geçiyoruz. Bugün eczane açmak artık ciddi bir maliyettir. Böylesine zor bir meslekle ilgili ülke planlaması yapması gerekmektedir Sağlık Bakanlığımız bu noktada çok geridedir. Biz sürekli kapılarını çalışıyoruz. Bu ülkedeki mevcut eczane sayısı nüfusa oranla oldukça fazladır ve bir planlama yapılması gerekmektedir. Biz, mezun olan eczacılarımızın geleceğini ve en önemlisi yıllardır meslekte bulunan eczacılarımızın geleceğini nasıl sağlayacağız? Mezun olacak arkadaşlarımızı ne yapacağız? 28 Sağlık Ocağı var bu ülkede. Bu ocaklarda bir fiil ilaç verilir. Ercan’daki sıhhiye de dahildir. Bu ilaçları bu noktalarda kimler veriyor? İlaç verme kimin işidir?  Fasıl 254 diyor ki: İlaç bir zehirdir. Eczacı zehir satıcısıdır. İlacın verilmesine tek yetkili eczacıdır. Devletin tüm sağlık kurumlarına eczacı istihdam yapılması gerekmektedir. Her hastane de mutlaka 3-4 tane eczacı olması gerekiyor. İlaç Eczacılık Dairesi’nde eczacı sayısı artırılmalıdır. Devlet kendi bünyesine eczacı alması gerekmektedir. Devlet Hastanesi’nde eczacı sayısı yetersizdir. 10 eczacının yapacağı işi 2 eczacımız yapmaktadır. Dolayısı ile devletin bu noktada mutlaka çözüm üretmesi gerekmektedir.”